Vücudumuzun
tüm ağırlığını yüklenen en önemli organlarımızın başında ayaklarımız geliyor.
Bu nedenle ebeveynlerin; çocuklarının bebeklik ve ergenlik dönemleri boyunca
ayak sağlıklarını gözlemlemeleri, şekil bozukluğu, kemik oluşumu gibi
süreçlerde mutlaka bu alanda uzman doktorların yorumuna başvurmaları büyük önem
taşıyor. Özellikle ergenlik döneminde oluşmaya başlayan Freiberg hastalığı
konusunda son derece bilinçli olunmalı. Zira ayaklara aşırı yüklenme olması
sonucunda tarak kemiklerinin zarar görmesi, Freiberg hastalığını tetikliyor.
Çocukluk ve ergenlik döneminde fark edilen bu rahatsızlık, ilerleyen dönemlerde
ayakkabı giyilememesi, yürürken ağrı çekilmesi gibi kalıcı sorunlara yol
açabiliyor.
Freiberg Hastalığı Nedir?
Freiberg hastalığı, ayak sağlığını bozan bir kemik
hastalığı olarak tanımlanırken, genellikle ayağın ikinci tarak kemiğinde, parmakların
eklem yüzeyine yakın yerdeki bölümünde görülen avasküler nekroz sonucunda
oluşuyor. Farklı bir ifadeyle kemiklerin kanlanmaması sonucunda kemik
hücrelerinin zarar görmesi anlamına geliyor. Freiberg hastalığı; ayağın üçüncü
tarak kemiğinde, nadiren de dördüncü veya beşinci tarak kemiğinde görülebiliyor.
Freiberg hastalığı olan kişilerde tutulan ayak ekleminde hareketler azaldığı
için, rahatsızlığın olduğu bölgede şişme ve ağrı olabiliyor. Bilimsel
araştırmalar, bu rahatsızlığın kadınlarda erkeklere oranla dört kat daha fazla
sağlık sorununa yol açtığını gözler önüne seriyor.
Öne çıkan
belirtiler
Freiberg hastalığının ilk belirtileri
ergenlik döneminde başladığı için, ebeveynlerin 13-18 yaş arası çocuklarının
ayak sağlığına çok daha özen göstermeleri gerekiyor. Bu yaş grubunda olup
atletizm sporuyla ilgilenen gençlerde de sıklıkla Freiberg semptomları
gözlemleniyor. Bu belirtiler ise dokuz aşamada tanımlanıyor:
-Ayakta lokalize ağrı
-Ağırlık taşıma durumunda ağrı
-Hassasiyet
-Şişlik
-Ödem
-Parmak ekleminde ağrı
-Parmak eklem hareketlerinde
kısıtlılık
-İlerlemiş vakalarda kemik
çıkıntısı
-Topallama
Freiberg’i Ne Tetikliyor?
Freiberg hastalığına bağlı şikayetler genellikle ayak
üzerinde ciddi yüklenme içeren spordan veya yoğun aktivitelerden sonra artıyor.
Bu sorun; özellikle birinci tarak kemiği, ikinci tarak kemiğinden kısa olan
kişilerde, ikinci tarak kemiğine düşen yükün artmasına bağlı olarak daha sık
görülüyor. İlerleyen dönemde tutulan eklemde osteoartrit (kireçlenme)
rahatsızlığı da görülebiliyor. Freiberg rahatsızlığını tetikleyen en önemli
etkenlerden biri de yüksek topuklu ayakkabı giymek. Uzun süre önü dar, arkası yüksek stiletto tarzı ayakkabı kullanımının
dışında diyabet yani şeker hastalığı ve dolaşım yetmezliği gibi rahatsızlıklar
da Freiberg rahatsızlığını tetikliyor. Bu nedenle mümkün olduğu kadar
topuklu ayakkabı giyilmemeli ve bedenin ağırlığı ayaklara yüklenmemeli... Freiberg
hastalığında; kemik beslenemiyor. Özellikle kıkırdak bölgesi zayıf olduğu için,
kıkırdak yüzeyden başlamak üzere parmakta şekil bozukluğu gelişiyor. Buna bağlı
olarak ikinci parmakta ağrı başlıyor. Bu ağrı söz konusu olduğunda yürümek ve
adım atmak zorlaşıyor. Ayakta ikinci parmak kısmında şiddetli ağrılar başlıyor.
İkinci parmağın gerekli yükü taşıyamaması ise birinci ve diğer parmakların olması
gerekenden fazla yük taşımasına neden oluyor. İlerleyen safhada bu durum ayak
kemiğinde dejenerasyona yol açıyor.
Tedavi Süreci Nasıl Şekilleniyor?
-Teşhis konmadan önce fizik
muayene ve X-ray görüntüleme tekniğinden yararlanılıyor. Tedavi süreci ise kortikosteroid enjeksiyonları, immobilizasyon ve ortez
uygulamalarını içeriyor. Kortikosteroid enjeksiyonları ve immobilizasyon,
Freiberg hastalığının akut ağrılı alevlenmelerini hafifletmeye yardımcı oluyor.
Gerekli durumlarda PRP tedavisine de başvuruluyor.
- Tedaviye hastalığın akut evresinde immobilizasyon ve ağırlık boşaltma
ile başlanıyor. Ardından hastalığa uygun ayakkabı kullanımı tavsiye ediliyor.
-Freiberg hastalığının
tedavisinin erken döneminde, problemli bölgeye düşen yükü azaltmak
hedefleniyor. Bu amaçla, uzman hekim tarafından metatarsal destek (ayak tarağı
kemiği desteği) öneriliyor.
-Ağrının yoğun olduğu dönemlerde
bireyin ayak sağlığının korunması adına 4-6 haftalık periyotlarda spor, yürüme
gibi egzersizler kısıtlanıyor.
-Tüm bu önlemlere rağmen ağrılar
şiddetli biçimde devam ediyorsa, uzman hekimin tavsiyesiyle alçı ya da atel
kullanılması tavsiye ediliyor.
-Cerrahi dışı tedaviye yanıt
vermeyen durumlarda ise nadiren de olsa cerrahi tedavi gündeme gelebiliyor. Cerrahi
müdahalede metatars başının eksizyonu, yeniden yönlendirilmesi, tarak kemiğinin
kısaltılması ve eklemin debride edilmesi gibi seçenekler bulunuyor. Hastanın
durumu göz önünde bulundurularak en uygun seçenek belirleniyor ve cerrahi
müdahale gerçekleştiriliyor.